“Bir insanın karakterini test etmek isterseniz ona yetki verin.”
Abraham Lincoln
Küba Devrimi’nin öncülerinden, Fidel Castro’nun yoldaşı Arjantinli devrimci doktor Ernesto Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün Büyük NUTUK’u” çıkmıştır…
NUTUK’un Küba Devrimi’ndeki yeri aslında daha önceki yıllara dayanıyor. Sosyalist Küba Cumhurbaşkanı Fidel Castro, 12 Mayıs 1961 tarihinde Havana’da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir’den “Atatürk’ün Büyük Nutuk Kitabını” ister. ABD’nin bilgisi olmaması ricasıyla yapılan bu istek, Bilal Şimşir tarafından uzunca bir süre sonra yerine getirilebilir. İşte, Fidel Castro’nun Atatürk hayranlığının kaynağı; İngilizce “Nutuk” kitabını özümseyerek okumasında, devrimci M.Kemal ATATÜRK’ün ilk antiemperyalist savaşımını zafere eriştiren “1919 Ruhu”ndan esinlenmesinde yatıyor.
12 Aralık 1996’da bir ödül töreni için gittiği Küba’da Fidel Castro ile görüşen Dursun ÖZDEN kendisine “Türkiye’de
solcu, ilerici ve devrimci gençler; Che Guevara ve Fidel Castro’yu çok
seviyorlar ve sizleri mutlak önder olarak kabul ediyorlar…” der. Bu sözlere Castro’nun verdiği yanıt çok anlamlıdır: “Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?… Devrimci ATATÜRK bizim ve tüm mazlum halkların esin kaynağıdır…”
Che, Cuba Devriminin sonunda artık başka Latin
Amerika ülkelerine gidip halkları örgütlemesi gerektiği kararını
vermişti. 1965 Eylül’ünde bilinmeyen ülkelere doğru yola çıktı.
Ölüm Che‘yi Bolivya’da Higueras yakınlarında
yakaladı. Barrientos’un askerleri O’nu 7 Ekim 1967 gecesi Hieguras
yakınlarında kıstırdılar. Bacağından ağır bir yara aldı. Hieguras’da bir
okula hapsedildi. Kimsenin karsısında eğilmedi. 9 Ekim günü
Barrientos’un kiralık katillerinden Mario Turan’ın dokuz kurşunuyla can
verdi.
3 Ekim 1965′de Fidel Castro, Che‘nin Cuba’dan ayrılışı nedeniyle yazdığı ünlü mektubunu Küba Halkı’na okudu.
İşte Dr. Ernesto Che Guevara‘ nın o ünlü ayrılık mektupları :
Che’nin Fidel’e ayrılık mektubu
Fidel,
Dünyanın başka ülkeleri benim mütevazı çabalarımın yardımını istiyor.
Ben senin Küba’ya olan sorumluluğunun sana imkân vermediği şeyi
yapabilirim. Ayrılmamızın zamanı geldi.
Bunu acı ve sevincin karışımıyla yaptığım bilinsin; burada benim
kurucu umutlarımın en safını ve sevdiklerim arasında en sevgili olanı
bırakıyorum ve beni evladı gibi kabul eden bir halkı bırakıyorum. Bu,
benim ruhumdan bir parça koparmaktır. Yeni savaş alanlarında bana vermiş
olduğun inancı, halkımın devrimci ruhunu, görevlerin en kutsalı olan
nerde olursa olsun emperyalizme karşı mücadele etme görevini yerine
getirme duygusunu taşıyacağım.
Başka gökler altında son saatim geldiğinde benim son düşüncem bu halk
ve özellikle sen olacaksın. Öğrettiklerin için ve eylemlerimin en son
sonuçlarına dek sadık olmaya çalışacağım, örneğin için sana teşekkür
ettiğimi, Devrimimizin dış politikası ile her zaman özdeşleştiğimi ve
buna devam edeceğimi, sonumun geldiği herhangi bir yerde Kübalı devrimci
olmanın sorumluluğunu duyacağımı ve öyle davranacağımı, çocuklarıma ve
karıma maddi hiçbir şey bırakmadığımı ve bundan üzüntü duymadığımı,
aksine sevindiğimi, onlar için hiçbir şey istemediğimi çünkü devletin
onlara yaşama ve eğitim görmeleri için gereken her şeyi vereceğini
biliyorum.
Her zaman zafere kadar!
Ernesto
Che’nin çocuklarına ayrılık mektubu
Sevgili Hildacık, Aleidacık, Camilo, Celia ve Ernesto
Eğer bu mektubu okumanız gerekirse bu, sizlerin arasında olmadığımdan
olacaktır. Beni zar zor hatırlayacaksınız, en küçükleriniz ise hiç
hatırlamayacaktır. Babanız düşündüğü gibi hareket eden bir adamdı ve
kesinlikle inançlarına bağlıydı.
İyi bir devrimci olarak yetişin. Doğaya egemen olmayı olanak
kılan tekniğe egemen olmak için çok çalışın. Devrimin önemli olduğunu
ve bizlerin yalnız başımıza hiçbir değerimizin olmadığı hatırda tutun.
Her şeyden önce de dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir kişiye
karşı yapılan herhangi bir haksızlığı daima yüreğinizin en derin yerinde
hissedebilin. Bu, bir devrimcinin en güzel niteliğidir. Sizi
ufaklıklar, hep görmeyi umuyor ve kocaman kucaklıyorum.
Babanız
Che’ nin ihtiyarlara ayrılık mektubu
Sevgili ihtiyarlar…
Yaklaşık on yıl kadar önce, size yine böyle bir veda mektubu
yazmıştım… Çok daha bilinçli olmak dışında, hiçbir şey değişmedi özünde;
Marksizm anlayışım derinleşti ve netleşti. Özgürlük adına savaşanlar
için tek çözüm yolunun silahlı mücadele olduğuna inanıyorum ve bu inanca
uygun olarak davranıyorum…
… Çokları bana maceracı diyecek, evet öyleyim -ama farklı bir türden-
inançlarını doğrulamak uğruna postunu tehlikeye atan türden…
Bundan böyle, bir sanatçı dikkatiyle eksikliklerini gidermeye
çalıştığım irade gücüm taşıyacak, şu sallanan bacaklarımı ve çoktan
tükenmiş olan ciğerlerimi. Ve bunu becereceğim.
Arada bir düşünün yirminci yüzyılın şu fedaisini…
Ve isyankar, başıboş oğlunuz kucaklar sizleri.
Ernesto
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder